www.uyan.de


www.uyan.net

Irkçılık veya milliyetçilik adını ulusalcılık diye yumuşatsanız da sonuçta bir şey değişmez. En son ulaşacağı yer faşizmdir, bu da demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri düşmanlığıdır.

 

ANASAYFA

HABERLER

YAZARLAR

POLİTİKA

KÜLTÜR ve SANAT

TANITIM

TARİHTE KALAN

BİLDİRİLER

BİLGİ HAZİNESİ

 


Almanya'nın Sesi DW'den Çavuşoğlu'na terleten sorular

15 Temmuz gecesi saat 03'te bazı batılı devlet adamlarınca telefonla aranmış ve kendisinin ne halde olduğu sorulmamış ve darbecilere kötü muamelede bulunmamaları tavsiyelerinde bulunmuşlarımış. Sanki kendisi veya hükümet yetkilileri darbecilerle göğüs göğüse dövüşerek, ya da yumruklaşarak ayakta kalabilmiş ve bir zafer kazanmış havalarında. Oysa böyle bir şeyin olmadığını birazcık dünyadan haberdar olan her kes biliyor.

Üstelik de fiyaskoyla sonuçlanan darbede darbecilerin kendileri kurban durumunda. Elbette demokratik batılı ülkeler kurban durumundakileri kayırırlar onların celladı pozisyonundakileri değil. Ve kimin haklı, kimin haksız olduğunu batılı demokratik ülkeler araştırıp soruşturacak değillerdi. Bu görev ülkenin kendi mahkemelerine düşer.

Çavuşoğlu'nun anlayamadığı başka bir konu ve gazetecilik tekniği:
DW'de gazeteci  ve Çavuşoğlu'na ingilizce sorular yönelten Tim Sebastian'a gazetecilik öğretmeye kalkıyor Türkiye Dışişleri Bakanı: "Bana soru soruyorsunuz ve lafımı kesip cevap vermeme fırsat bile vermiyorsunuz" diyor. Neden öyle yaptığını kendisi biliyor, TV izleyicisi de biliyor, ama yalaka gazetecilerce şımartılan politikacılarımız bilmiyor veya bilmek istemiyorlar. Çünkü bu tür politikacılar soruya cevap vermek yerine işine gelecek şekilde konuyu rayından saptırıp başka taraflara cekiyorlar.

Benzer bir soruyu Çiller başbakanken Almanya ziyereti sırasında Almanya birinci kanal televizyonu ARD'nin Türkiye muhabiri röportajında saptırmaya kalkışmıştı ama, Alman gazeteci buna fırsat vermemişti. Lafı ağzında kesilen Çiller çıldırmış ve ayağa da kalkarak milyonlarca izleyicinin gözleri önünde söyleşiyi yarıda kesmeye yeltenmişti.

Tekrar hatırlamak amacıyla soru şöyleydi: Ülkenizdeki Kürt sorunu çözümü için mevcut bir plan, program veya bir taslağınız var mı? Çiller bu konu üzerine ahkam keserek kendisini ve hükümetinin başarılarını(!) anlatmaya kalkışmıştı. Maval dinlemeye veya dinletmeye alışık olmayan Alman gazetecisi araya girip lafını kesmişti Hamfendinin. Bunun üzerine o da Alman gazeteciye "siz Almanlar veya Avrupalılar gözü önünde bak Bosna'da insanlar katlediliyor" diye fırça atmaya çalışmıştı. Gazeteci ise "konumuz o değil, gerekirse o konuda da ayrıca sizinle bir söyleşi yapabiliriz" diye ağzının payını vermişti.

Çavuşoğlu terör lafı üzerine de pot kırıyordu. Batılı demokratik ülkelerin hiç birinde herhangi bir politikacı veya devlet adamı kendisini hem hakim ve hem de savcı yerine koymaz ve önyargıyla şu terörist, bu bölücü diye önüne gelen her kesi yaftalayamaz. Çünkü asıl terörist kendisi bile olabilir. Cizre, Şırnak gibi Kürdistanın birçok şehri veya kasabası devlet terörü sonucu karadan ve havadan bombalanarak yerle bir edildi. İnsanların evleri tepelerine yıkıldı. Bu gerçeği dünyadan haberdar olanların hepsi biliyor. Cahil ve dünyadan habersiz kendi seçmeni bilmiyor diye herkesin bilmediğini sanıyorlar.

Eften püften sebeplerle, polis ve MİT'in düzmece raporlarıyla legal bir siyasi parti olan HDP hem götürü olarak iktidar partisince ve partili Cumhurbaşkanınca bölücü terör örgütü(!) uzantısı diye damgalanıyor, parti eş başkanları ve milletvekilleri peşinen hükümlü diye hapse atılıyor ve tamamen zaptı rapt altına alınan yargı tarafından uzun yıllara tekabül eden hapis cezalarına mahkum ediliyorlar. Demokratik bir ülkede bu ve benzeri olaylara raslamak mümkün değil. Çünkü suçladığın bir insanın kişilik haklarına saldırı diye cumhurbaşkanı da olsa tazminat davası açmaya hakkı var.

Solingen'de ırkçı saldırı sonucu beş kayıp veren Genç ailesinin 25'inci anma günü dolayısıyla Almanya'da bulunan Çavuşoğlu'na DW gazetecisi Tim Sebastian'ın ilginç bir sorusu da şöyleydi: AB'ye ve üyesi devletlere küfürlü saldırılarda bulunan devlet başkanınınz Erdoğan'a rağmen hala AB üyeliğine girebilme hayali kurabiliyormusunuz? Eleştiri hakkından bahsedince gazeteci "küfürlü saldırının eleştiri ile uzaktan, yakından hiç bir ilgisi olamaz" diyordu.  

Daha önceki yazılarım:

Metal yorgunluğu değil, beyin yorgunluğu

Avrupa Bakanı'nın falsolu fasılları ve fasafiso

Başbakan kendisini ülkü ocakları başkanı sanıyor

Ulan Yobazlar, dinciliğin dinsizlik, milliyetçiliğin demokrasi düşmanlığı olduğunu ne zaman anlayacaksınız?